30 Ağustos 2008 Cumartesi

yalnızlığımı kanatıyor günbatımı gidişler


iklimsiz bekleyişler var yine

gecenin bilindik ezgisinde

13 Ağustos 2008 Çarşamba

arkAdaŞlıK nedir?


rahatlık,
gözlerine bakıp "seninleyim"cevabını okumak
mutluluk,
dayatılmışlıklara "hayır" diyip fajitasa "evet" demek
beğeni,
düşünen adam heykelinden çok kedisine çay içiren "düşünceli adam"lara hayran olmak
paylaşım,
olası tekliklere her daim "iki pipet"le karşılık vermek
güven,
"mobesa"nın kelime anlamını bilse de orada olacağını bilmek
gerçeklik,
gözlerindeki hüznün ıslaklığıyla renklenip deklanşöre dokunmak
sevgi,
sözlük anlamından ötesi olmayan uzaklıklar öncesi farklı operatörlerden yarım saat konuşup ne dediğini değil ne hissettiğini anlamak
samimiyet,
tüm kimliklerden sıyrılıp sahne arkasında da kendin olmak. Kalbi başka melodilerle demlenirken dillenmeyen şarkısına eşlik etmek
hesapsızlık,
her türlü "olabilecek"leri umursamayı reddederek onun kıyafetleriyle daha da güzelleşmek. Banka önlerini amacı dışında kullanıp gereksiz hassasiyetlerin yerleşmesini sağlamak.
saygı,
kendi kararlarını alabilmesi için sonuna kadar yanında olup yanlış yaptığında elini sıkıca tutup seni görmezden geldiğini unutmak.
rahat bırakmak,
talihsiz kadınlar serisinin halkası olma umuduyla bileklerine yeni şekiller verdiğinde onu pucca saatle ödüllendirmek.
koşmak,
"sana ihtiyacım var" dediğinde zamanın dışına çıkıp gecenin bir vaktinde ona koşmak.
nefret,
kalanın sen olduğunu unutmadan her düştüğünde dizlerini öpenin o olmasını dilemek.
özlem,
sanal muhabbetsizliklerin büyüsüne yenilmeyen namelere kalbini koyabilmek,
içmek,
limonlu akminanın reklam serinliğine güvenerek, göz yaşlarına özgürlüğünü vermeden öylece içebilmek. "Giderim" şarkısını küllük olarak kullanılan kırmızı tuborgla daha da renklendirmek.
umut,
iki kişilik dünyanda mal mal oturup yeşil orduların seni fethetmesini dilemek.
hatırlamak,
tek taraflı hislerin özgürlüğüyle bir insanı sevebiliyor olmaktan mutlu olup salçalı soslu gitmeleri hatırlamak.
salaklık,
şükrü saraçoğlunun önünden geçerken "az sonra şampiyon olacak bir takım için fazlaca sessiz" dedikten hemen sonra taksicinin: " Maç Denizli'de" demesiyle futbol ilgisi-zliği-ne rağmen o dakika onla zevkle salaklaşabilmek.
sonsuzluk,
herkes her şey gelip geçerken olası yeryüzünde hancı olabilmek.
küçülmek,
gitmemesi için defalarca kendinden giderek isteyerek yerin dibine geçmek.
sarılmak,
kendi topraklarına indiğinde tanıdık ilk yüz olmak istiyorum deyip ona sarılmak. "zayıflamışsın" deyip onca ertelenmişliğin hırsıyla tekrarlanan sarılmaları on dakikaya sığdırdığında bile onsuz olamayacağını bilmek.
arkAdaŞlıK,
"yürümek bir ömür boyu beraberce el ele"cümlesinin gerçek olmadığını bile bile
"yar senin derdinden derbeder oldum" şarkısıyla salağa dönmek.